Körebe Nasıl Oynanır Kısaca?
İzmir’de, sıcak yaz akşamlarında, arkadaşlarım ve ben, kumsalda ya da evin balkonunda bir araya geldiğimizde, işte tam o anda eski oyunlar birden popülerleşir. Hangi oyunu oynayalım diye karar verirken, hepimizin aklına gelen ilk oyunlardan biri de körebe olur. Çocukken oynadığımız, bazen saatlerce neşeyle oynadığımız bu oyun, aslında tam da yetişkinliğe adım attığımızda, o eski anıları canlandırmak için mükemmel bir fırsat. Ama tabii, artık biraz daha bilinçliyiz (belki de fazla!). “Körebe nasıl oynanır kısaca?” sorusuna cevaben, oyun ne kadar eğlenceli olsa da, işin içinde bir yandan da strateji ve kaybolan eşyaların dağılması var.
Körebe: Klasik Ama Bazen Feci Komik
Körebe, ne kadar basit bir oyun gibi görünse de, oyun sırasında yaşananlar genelde öylesine komik olur ki, bazen kendimi ormanda kaybolmuş bir kılavuz gibi hissediyorum. Hadi, bu oyunun kurallarına hızlıca bakalım:
1. Bir kişi kör olur (gözleri kapalı bir şekilde).
2. Diğer oyuncular, kör olan kişiden kaçmaya çalışır.
3. Kör olan kişi, birini yakalamaya çalışırken, yakaladığı kişi yerine geçer.
Şimdi burada, içimdeki “içsel stratejist” devreye giriyor. “Kör olmayı kimse istemez, değil mi?” diye düşünüyorum. Yani bir yandan bu tamamen şansa dayalı, tamamen kural dışı bir oyun gibi ama bir yanda da strateji var. Beni bilirsiniz, her şeyde bir analiz yapma huyum vardır. Tamamen eğlenceli bir ortamda bile, birisinin neden daha hızlı koştuğunu ya da neden köşe başında saklandığını sorguluyorum. İyi, hadi diyelim, bu kadar ciddiyet yeter. Ama işin eğlenceli kısmına da geçelim.
Körebe Oynarken Neler Olur?
Bir körebe oyununda genellikle neler yaşanır? İşte birkaç komik anekdot:
İlk Başlangıç:
Arkadaşlardan biri kör olacak, ama kim olacak? “Ben olmayayım, gözlüklerim var” diyen bir arkadaş var. Tabii, her şey başladığında, o kişi genellikle hemen yakalanır. O anda herkes bir anda “Haydi, gözlüklü olmasaydın” diye dalga geçiyor. Kendimi de işte o anda, “Bunu tahmin etmiştim” diyerek iç sesimle uyandırıyorum.
Beni Yakalayamazsın!
İçimden “Beni yakalayamazsın, ben ninja gibiyim” diye söyleniyorum. Sonra fark ediyorum ki, bu stratejiyi ne kadar çok kişi uygularsa, o kadar saçma hale geliyor. Çünkü herkes birbirine “Sen buradaydın, ama ben seni görmedim!” diye bağırıyor, kimse tam olarak ne yaptığını anlamıyor.
“Hızlı Koşmak” Kriteri:
Benim gibi biraz fazla “plan yapma” huyu olan biri için, körebe bazen yavaşlamak anlamına gelir. “Hızlı koşmaktan kaçmak, çünkü o da bir strateji,” diye düşünüyorum. Ama tabii, arkadaşlarım da “Hadi ya, biraz da koşsana!” diye moralimi bozuyorlar.
Diğer Oyuncularla Takılmak: Duygusal Anlar
Bu noktada, içimdeki “insani” taraf devreye giriyor. O an, hepimizin gözleri kapalı ve kollarını açmış bir şekilde dolaşırken bir yanda komik bir hareket sergiliyoruz, bir yanda da bazen birbirimizi sıkıştırıp gülme krizine giriyoruz. Bu anlar, oyunun aslında sadece basit bir fiziksel hareket değil, aynı zamanda bir arkadaşlık bağı kurma ve anı birlikte yaşama olduğu gerçeğini gösteriyor. Her körebe oyunu sonunda, sanki bir hazine bulmuşuz gibi hepimiz güleriz. Bazen de “Sen kime çarptın!” diye bağırıp birbirimizi abartarak suçlarız.
“Bir gün gerçekten gözleri bağlamadan oynasak, nasıl olur?” diye düşünmeden edemiyorum. Belli ki, “gözleri bağlamak” durumu zaten oyunun gizli ve komik kısmını oluşturuyor. Yani aslında körebe sadece gözleri bağlamakla ilgili değil, birinin eğlenceli şekilde yere düşmesini izlerken yaşadığımız kahkahalarla ilgilidir.
Her Şeyin Sonunda Ne Öğreniyoruz?
Körebe gibi basit bir oyun, aslında bir bakıma bizlere bir şeyler öğretir: “Hayat her zaman kontrol edilemez.” Ya da bazen “Sadece akışta kal.” Bir şekilde gözlerinizi kapattığınızda, gerçekten fark etmeden kayboluyorsunuz. Bunu, yaşadığınız olaylara da benzetebilirsiniz. Zaman zaman hayatın bizi nereye götüreceğini bilemeyiz ve tüm çabalarımıza rağmen kayboluruz. Ama işin güzel tarafı, kaybolduğumuzda arkadaşlarımız yanımızda olur ve biz de onları kaybetmeden gülmeye devam ederiz.
Sonuç: Körebe Nasıl Oynanır Kısaca?
Evet, körebe nasıl oynanır kısaca? sorusunun cevabı aslında oldukça basit: Bir kişi gözleri bağlı bir şekilde, diğerleri ise kaçmaya çalışır. Ama bu kadar basit bir oyunun arkasında, aslında çok fazla eğlence, kahkaha ve arkadaşlık vardır. Her şeyin sadece kurallarla sınırlı olmadığını, bazen de anın tadını çıkarmanın önemli olduğunu bir kez daha hatırlatır. O yüzden bir sonraki körebe oyununda, belki de stratejiyi bir kenara bırakıp sadece eğlenmek gerekir. Sonuçta, en iyi kazanç bazen en komik düşüşlerden gelir.