İçeriğe geç

Sınır problemi olan çocuk ne demek ?

Geçmişin İzinde: Sınır Problemi Olan Çocuk Ne Demek?

Bir tarihçi olarak, insan davranışlarını yalnızca bireysel eğilimlerle değil, zamanın ruhuyla okumaya çalışırım. Her çağ, kendi insanını şekillendirir; her toplum, çocuklarını kendi değerler sistemine göre biçimlendirir. Bu yüzden bugün sıkça duyduğumuz bir kavram — “sınır problemi olan çocuk” — yalnızca pedagojik bir tanım değil, aynı zamanda tarihsel bir dönüşümün yansımasıdır.

Geçmişi anlamadan bugünün çocuklarını anlayamayız. Çünkü her çocuk, içine doğduğu çağın aynasıdır.

Çocukluk ve Sınır Kavramının Tarihsel Evrimi

Antik dünyada çocuk, toplumun en küçük parçası değil, en edilgen unsuruydu. Antik Yunan’da aile, otoritenin en temel kurumu olarak görülür; çocuk, yetişkinin mülkiyeti sayılırdı. Roma’da “pater familias” yasası, babaya mutlak kontrol yetkisi tanırdı. Bu dönemde sınır, tek taraflıydı: yetişkin koyar, çocuk uyardan öğrenirdi.

Orta Çağ’da dini otorite, çocuk terbiyesinde sınır kavramını katılaştırdı. Günah ve itaate dayalı bir anlayışta, sınırların aşılması “suç” sayılırdı. Çocuğun iradesi bastırıldıkça, “disiplinli ama sessiz” birey modeli üretildi. Rousseau’nun 18. yüzyıldaki çıkışı ise bu tarihi dönüm noktalarından biridir. O, çocuğu doğası gereği iyi gören ve ona uygun sınırlar çizilmesini savunan ilk düşünürlerden biri oldu.

Bu fikir, modern pedagojinin kapısını araladı. Artık sınır, cezayla değil, anlayışla öğretilecek bir kavram haline geliyordu.

Modernleşme ve Sınırların Kayboluşu

20. yüzyılın ortalarında şehirleşme, sanayileşme ve eğitim sistemlerindeki dönüşüm, çocukluk anlayışını temelden değiştirdi. Çocuk artık bir “itaat eden” değil, bir “katılımcı” olarak görülmeye başlandı. Ancak bu özgürlük arayışı, zaman zaman sınırların bulanıklaşmasına neden oldu.

Sınır problemi olan çocuk, tam da bu kırılma noktasında doğan bir tanımdır. Bu çocuklar, kuralları anlamakta, otoriteyle ilişki kurmakta ve özdenetim geliştirmekte zorlanırlar. Ancak bu durum çoğu zaman “sorun” değil, toplumun geçirdiği dönüşümün doğal sonucudur.

Modern toplumun hız kültürü, ebeveynlerin ve eğitimcilerin sınır koyma biçimlerini etkiler. Dijital çağda çocuklar, anında karşılık bekleyen bir dünyada büyüyor. Bu, sabır eşiğini düşürürken, sınırların içselleştirilmesini de zorlaştırıyor.

Sınır Problemi Nedir? Psikolojik ve Toplumsal Çerçeve

Sınır problemi, çocuğun davranışlarını yönlendiren içsel denge mekanizmasının tam olarak gelişmemesiyle ilgilidir. Klasik psikolojiye göre bu, “benlik sınırlarının” yeterince olgunlaşmaması anlamına gelir.

Ancak bu yalnızca bireysel bir gelişim sorunu değildir. Toplumsal düzeyde sınırların sürekli esnediği bir çağda yaşıyoruz:

– Sosyal medyada mahremiyet sınırları,

– Aile içinde otorite sınırları,

– Eğitimde öğretmen-öğrenci rollerinin sınırları belirsizleşiyor.

Dolayısıyla, çocuğun sınır problemi aynı zamanda çağın sınır problemidir. Bugünün çocukları, belirsizlik içinde büyüyor; ne kadar özgür olabileceklerini, ne kadar kontrol altında kalmaları gerektiğini öğrenmekte zorlanıyorlar.

Disiplinin Evrimi: Ceza Çağından Rehberlik Çağına

Geçmişte disiplin, sınır koymanın tek aracıydı. “Kural ihlali = ceza” denkliği, yüzyıllar boyunca aile ve okul düzenini belirledi. Fakat modern eğitim, cezayı değil, rehberliği merkeze aldı.

Sınır problemi olan bir çocuğa bağırmak veya cezalandırmak, ekonomik bir benzetmeyle söylersek “kısa vadeli kazanç, uzun vadeli zarar” yaratır. Çünkü o çocuk, sınırı korkuyla değil, güvenle öğrenmelidir.

Bugün psikoloji, “tutarlı sınırlar” kavramını ön plana çıkarıyor. Bu, çocuğa hem özgürlük hem sorumluluk tanımak anlamına gelir. Tıpkı bir toplumun hukuk sistemi gibi: kural, cezalandırmak için değil, düzen sağlamak içindir.

Toplumsal Dönüşüm ve Yeni Nesil Çocuklar

21. yüzyılın çocuğu, teknolojik bilgiye erişimde özgür ama duygusal olarak belirsiz bir dünyada büyüyor. Bu nedenle sınır problemi, yalnızca “çocuğun sorunu” değil, ebeveynin ve toplumun sorumluluğudur.

Ebeveynin çocuğa sunduğu model, onun iç sınırlarının temelini oluşturur. Eğer bir çocuk, tutarsız tepkiler, ani kararlar ve sürekli değişen kurallar içinde büyüyorsa, iç dünyasında da net sınırlar geliştiremez. Bu durum, ilerleyen yaşlarda otoriteyle, ilişkiyle ve özdenetimle ilgili zorluklara yol açar.

Geçmişten Günümüze Paralelelikler

– Antik çağlarda katı sınırlar, bireysel özgürlüğü bastırdı.

– Sanayi döneminde mekanik disiplin, duygusal mesafeyi büyüttü.

– Dijital çağda ise sınırların erimesi, duygusal karmaşaya yol açtı.

Tarihsel süreç gösteriyor ki, her aşırılık kendi krizini doğurur. Gerçek denge, sevgiyle çerçevelenmiş sınırta bulunur.

Sonuç: Geleceğin Toplumunu Sınırları Sağlam Çocuklar Kurar

Sınır problemi olan çocuk, modern dünyanın aynasıdır. Onun davranışlarını anlamak, sadece bireysel psikolojiyi değil, çağın ruhunu da çözmektir.

Geçmişin katı otoriteleriyle bugünün sınırsız özgürlükleri arasında, bir denge kurmak zorundayız. Çünkü sınırlar, kısıtlama değil, güvenin altyapısıdır.

Tarih bize şunu öğretir:

Bir toplumun geleceği, çocuklarının sınır bilinci kadar güçlüdür.

Ve her sınır, sevgiyle çizildiğinde, özgürlüğün en sağlam temelidir.

8 Yorum

  1. Er Er

    Birinci önceliğiniz çocuğa tutarlı yaklaşmaktır. Çocuğunuza doğrudan engeller koyma yerine seçenekler sunun. Yeni seçenekler sunarak onu yönlendirmek her zaman, “hayır”, “olmaz”, “asla” gibi sözlerden daha etkilidir ve çocuğun uyumunu arttırır. Çocuğunuza karşı eleştirel davranmayın, hatalarını yüzüne vurmayın. Çocuğa kazandırılmak istenen bir davranışla ilgili kural ve beklentiyi öğretebilme sürecine sınır koyma denir .

    • admin admin

      Er!

      Teşekkür ederim, katkınız yazının güçlü yanlarını ortaya çıkardı.

  2. Yavuz Yavuz

    Sınır ve kural tanımayan çocuklar oyun sırasında ve grup etkinliklerinde sürekli kendi isteklerini yerine getirmeye çalışarak problem olurlar . Oyun kurallarını kendi lehlerine bozar, oyun kurallarını kendi belirler, tüm hakimiyeti ellerine almak isterler. Sakin ve Anlayışlı Olun: Öncelikle sakin ve anlayışlı bir şekilde davranmaya çalışın. Çocuğunuzu bağırarak veya öfkeyle cezalandırmak yerine, onun neden sınırları ihlal ettiğini anlamaya çalışın.

    • admin admin

      Yavuz! Sevgili dostum, sunduğunuz öneriler yazının kapsamını zenginleştirdi, çalışmayı daha derinlikli hale getirdi.

  3. Yiğit Yiğit

    Çocuğa kazandırılmak istenen bir davranışla ilgili kural ve beklentiyi öğretebilme sürecine sınır koyma denir . Bilim ve epistemoloji felsefesinde sınır problemi, bilim ile bilim dışı arasındaki ayrımın nasıl yapılacağı sorusudur . Bilim, sözdebilim (pseudoscience) ve sanat-edebiyat gibi insan faaliyetlerinin diğer ürünleri ve inançlar arasındaki çizgileri inceler. Sınır Problemi (demarcation problem) – Prof. Dr. Bilsen Beşergil Prof. Dr. Bilsen Beşergil snr-problemi-demarc… Prof. Dr.

    • admin admin

      Yiğit! Sevgili katkı sağlayan kişi, fikirleriniz yazının akışını düzenleyerek onu daha etkili hale getirdi.

  4. İdil İdil

    Sakin ve Anlayışlı Olun: Öncelikle sakin ve anlayışlı bir şekilde davranmaya çalışın. Çocuğunuzu bağırarak veya öfkeyle cezalandırmak yerine, onun neden sınırları ihlal ettiğini anlamaya çalışın. Empati Kurun: Çocuğunuzun neden sınırları zorladığını anlamaya çalışın. Birinci önceliğiniz çocuğa tutarlı yaklaşmaktır. Çocuğunuza doğrudan engeller koyma yerine seçenekler sunun.

    • admin admin

      İdil! Katılmadığım yönler vardı ama katkınız yazıya zenginlik kattı, teşekkür ederim.

Yiğit için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort bonus veren siteler
Sitemap
https://ilbet.casino/splash